Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son zamanlarda yaptığı açıklamalarla Türkiye'nin tarihine ve birlikte yaşayan toplumların kimliğine yeniden bir ışık tutmaya çalışıyor. Çanakkale Savaşı'nın yıldönümü dolayısıyla düzenlenen anma etkinliklerinde yaptığı konuşmada, "Çanakkale anlaşılmadan Türkiye anlaşılmaz" sözleriyle, milli mücadelenin önemine dikkat çekti. Bu sözler, yalnızca bir tarihsel olayı anmak değil, aynı zamanda bu tarihin halkın ortak bilinci üzerindeki etkisini de ortaya koyuyor. Çanakkale, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda ulusun birlik ve beraberliğinin simgesi haline gelmiştir.
Çanakkale Savaşı, I. Dünya Savaşı’nın kritik cephelerinden biri olarak bilinir. 1915 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun düşmanı olan İngiliz, Fransız ve ANZAC birlikleri, Çanakkale Boğazı'nı geçerek İstanbul'u ele geçirmeyi hedeflemişlerdir. Ancak Türk askerinin gösterdiği kahramanlık, yalnızca bu toprakların savunulmasında değil, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük arayışında da büyük bir dönüm noktası olmuştur. Erdoğan'ın da bu noktayı vurgulaması, Türk milletinin hafızasında yer eden bu tarihi olayın günümüzdeki anlamını yeniden canlandırmayı amaçladığını gösteriyor. Çanakkale, Türk milletinin "ya istiklal ya ölüm" mottosunu benimsediği yerdir ve bir ulusun varoluş mücadelesinin güçlendiği bir sahnedir.
Erdoğan, tarih bilinci ve hafızanın korunmasının genç kuşaklara aktarılması gerektiğinin altını çizerek, "Geçmişimizi bilmeden geleceğimizi inşa edemeyiz" dedi. İşte bu noktada, Çanakkale Savaşı'nın anlamı ve önemi bir kez daha gözler önüne seriliyor. Çanakkale, Türk milletinin bir araya gelerek, dış düşmanlara karşı koyduğu bir direnişin sembolüdür. Her 18 Mart’ta düzenlenen anma etkinlikleriyle birlikte, Çanakkale ruhunun yaşatılmasına yönelik çalışmalar da artış göstermektedir.
Bu bağlamda, Erdoğan'ın ifade ettiği üzere, Çanakkale'nin bilinmemesi, Türkiye’nin bütünüyle anlaşılamaması anlamına gelir. Gelecek nesillere bırakmak adına, tarih bilincinin güçlendirilmesi, milli kültür ve değerlerin aktarılması büyük önem taşır. Bu, sadece bir yaşama biçimi değil, aynı zamanda toplumun geleceği için de kritik bir unsurdur. Eğitim sisteminde tarihe daha fazla yer verilmesi, gençlerin geçmişle bağlarını güçlendirmeye yönelik programlar hayata geçirilmesi, Türk toplumunun kimliğini ve karakterini belirleyen unsurlardır.
Erdoğan'ın konuşmasında vurguladığı bir diğer önemli nokta ise, birlik ve beraberlik mesajlarıydı. Günümüzde yaşanan sosyal ve siyasi sorunların üstesinden gelmek için, geçmişteki zaferlerin hatırlanarak toplumun tekrar bir araya gelmesi gerektiğini ifade etti. Çanakkale, bu bağlamda, ulus bilincinin yeşermesi için bir temel oluşturuyor. Tıpkı geçmişten beri olduğu gibi, Çanakkale ruhu, zor zamanlarda birlik olmanın ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu bize hatırlatıyor.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çanakkale ile ilgili yaptığı açıklamalar, tarih bilincinin güçlendirilmesi, gelecek kuşaklara aktarılması ve Türk milletinin milli duygularının pekiştirilmesi açısından büyük öneme sahiptir. Bu tüm çabalar, yalnızca geçmişe sahip çıkmak değil, aynı zamanda geleceğimizi belirlemek adına da bir strateji olarak kabul edilmelidir.