Son dönemde Türkiye’nin savunma politikalarında önemli değişiklikler gözlemleniyor. El Cezire, bu değişiklikleri sayılarla analiz ederek Türkiye'nin uluslararası arenada nasıl bir yol haritası çizmeye çalıştığını detaylı bir şekilde ele alıyor. Savunma sanayiindeki bağımsızlık hedefi, Türkiye'nin güvenlik stratejisinin temel taşlarından biri haline gelmiştir. Özellikle son yıllarda, Türkiye’nin askeri gücünü artırma çabaları ve yerli savunma sanayiine yönelik yatırımları, pek çok kesimden dikkat çekiyor. El Cezire’nin analizinde, bu süreçte ortaya çıkan rakamlar ve gerçekler, Türkiye'nin uluslararası güvenlik ortamındaki rolünü daha net bir şekilde ortaya koyuyor.
Türkiye, savunma sanayii alanında gerçekleştirdiği dönüşüm ile dikkat çekmeye başladı. El Cezire’nin verilerine göre, 2021 yılında savunma sanayiine yapılan yatırımlar geçen yıla oranla %25 oranında artış gösterdi. Özellikle insansız hava araçları (İHA) ve diğer yerli silah sistemleri, Türkiye’nin savunma alanındaki bağımsızlık hedefine ulaşmasını sağlayan en önemli unsurlar arasında yer alıyor. Türkiye, İHA teknolojisinde dünya çapında bir aktör haline gelirken, bu alandaki üretim kapasitesinde de önemli bir sıçrama yapmayı başardı. Kendi silah sistemlerini geliştirme çabası, askerî operasyonların başarısını artıran bir faktör olarak öne çıkıyor.
El Cezire, Türkiye'nin bu dönüşümünü sadece ekonomik bir yatırım olmaktan öte, ulusal güvenlik stratejisinin yeniden şekillendirilmesi olarak değerlendiriyor. İçinde bulunduğumuz çağda, askeri güçlerin yalnızca sayısal varlığı değil, aynı zamanda teknolojik donanımı da büyük bir önem taşıyor. Türkiye, geliştirdiği yerli savunma sistemleri ile uluslararası alanda daha bağımsız bir duruş elde etmeye çalışıyor. Özellikle, hem savunma hem de saldırı amaçlı kullanımı mümkün olan çok sayıda yeni nesil silah sisteminin geliştirilmesi, bu stratejinin bir parçasını oluşturuyor.
El Cezire’nin raporuna göre, Türkiye sadece kendi bünyesinde gelişen bir savunma sanayii değil, aynı zamanda uluslararası işbirlikleri ile de dikkat çekiyor. Türkiye, NATO üyeliği ve jeopolitik konumunun avantajlarından faydalanarak, çeşitli ülkelerle savunma alanında işbirlikleri yapma çabasında. Bu bağlamda, özellikle Asya, Afrika ve Orta Doğu ülkeleri ile yapılan ikili anlaşmalar, Türkiye'nin savunma sanayi ürünlerinin daha geniş bir yelpazede tanıtılması açısından kritik bir öneme sahip. Türkiye’nin son dönemde çeşitli ülkelerle gerçekleştirdiği tatbikatlar ve ortak projelere imza atması, bu alanda daha fazla işbirliği için de kapı açıyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin El Cezire tarafından yapılan analizi, ulusal güvenlik stratejisinin bağımsızlık yönünde nasıl bir evrim geçirdiğini ortaya koyuyor. Aynı zamanda, genişlemiş bir savunma sanayi ve uluslararası işbirlikleri, Türkiye'nin bölgede daha etkin bir aktör haline gelmesine katkı sağlıyor. Türkiye, hem iç dinamikleri hem de dış politikadaki tutumuyla, askeri alandaki bağımsızlık hedefine ulaşmak için kararlı bir şekilde ilerliyor. Bu durum, gelecekteki ilişkilerde ve güvenlik çözümlerinde Türkiye’nin daha fazla söz sahibi olabileceğinin de sinyalini veriyor.