Son günlerde Türkiye'nin siyasi gündeminde önemli bir yer tutan seçim güvenliği tartışmaları, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in yaptığı dikkat çekici açıklamalarla daha da alevlendi. Seçimin demokratik bir hak olduğuna inanan vatandaşlar için, özgür ve adil bir ortamda oy kullanmanın önemi her zamankinden daha fazla konuşuluyor. Özgür Özel, Türkiye'de demokratik değerlerin korunması adına sandıkların önemine dikkat çekiyor ve "Sandığı ortadan kaldırmak istiyorlar" ifadesiyle muhalefetin kaygılarını dile getiriyor.
Özgür Özel, yaptığı açıklamada seçimin sadece bir siyasi yarış değil, aynı zamanda halkın iradesinin en doğru biçimde yansıtılması gerektiğini belirtiyor. "Birçok ülkede seçimler, demokrasinin temel taşlarından biri olarak kabul edilirken, bizim ülkemizde neden bu kadar tartışmaya açılıyor?" diye soran Özel, toplumun her kesiminde seçim güvenliği konusundaki belirsizliklerin yarattığı endişeye vurgu yapıyor. Eylül ayının sonlarına yaklaştığımız bu günlerde, seçim tarihinin yaklaştıkça özellikle muhalefet partilerinin savunmasız kalmasının destek bulması, politik bir endişe kaynağı oluşturuyor. Özel, “Seçim günü yapılan hilelerle ve manipülasyonlarla halkın iradesinin gasp edilmeye çalışıldığını görüyoruz” diyerek kamuoyunu uyarıyor.
Özellikle seçim günü güvenliğinin sağlanmasının ne denli önemli olduğuna dikkat çeken Özgür Özel, vatandaşların ve siyasi partilerin, kendi oylarını kullanma haklarının sonuna kadar korunması gerektiğini ifade ediyor. "Eğer insanlar sandık başına gidemiyorsa, o durumda demokrasi de öldü demektir" diyen Özel, iktidar tarafından yapılan açıklamaların, muhalefeti baskı altına almak amacı taşıdığını savunuyor. Türkiye'de son yapılan seçimlerde yaşanan olayların, halkın demokratik haklarına olan saygıyı zedeler nitelikte olduğunu belirten Özel, bu durumun kabul edilemeyeceğini vurguladı.
Özgür Özel'in açıklamaları, sadece CHP’li değil, birçok muhalefet partisinin yöneticilerinin de ortak kaygılarını yansıtıyor. Türkiye'de seçimlerin ve demokratik kurumların sağlıklı işleyebilmesi için gerekli olan tüm önlemlerin alınması gerektiğini savunan Özel, muhalefet partilerine bu mücadelede daha da fazla dayanışma ve iş birliği çağrısında bulundu. "Bugün hepimizin üzerine düşen görev, seçimin güvenliğini sağlamak ve halkımızın iradesinin önündeki engelleri kaldırmaktır" ifadesini kullandı.
Türkiye, tarih boyunca demokratik değerlerini sık sık savunma ihtiyacı hissetmiş bir ülke olarak, bu noktada önemli bir eşikte duruyor. Demokrasi, toplumun tüm kesimlerinin ortak inancı ve iradesiyle var olabilen bir yapıdır. Bu yapı, özgür medya, bağımsız seçim gözlemcileri ve adil bir yargı sistemine ihtiyaç duyar.
Seçim güvenliğine vurgu yaparken, Özgür Özel sadece muhalefetin kaygılarını dile getirmekle kalmıyor; aynı zamanda iktidarı da eleştiriyor. "Eğer iktidar, gerçekten demokratik bir yönetim anlayışına sahip olduğu iddiasındaysa, tüm bu kaygıları ortadan kaldırmalıdır. Seçimlerin güvenliği sağlanmadan, demokrasinin varlığından söz edemeyiz" diyor. Bu açıklamalar, muhalefetin seçimler öncesindeki güçlü duruşunu pekiştiriyor ve iktidara da baskı yaratma potansiyeli taşıyor.
Özgür Özel’in bu açıklamaları, Türkiye’deki seçim sürecinin güvenli ve adil bir şekilde geçmesi için duyulan ihtiyaç ve taleplerin ne denli hayati olduğunu gösteriyor. Sandıkların önemi, yalnızca bir oylama aracı olmaktan öte, halkın iradesinin temsil edilebilmesi adına kritik bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Geriye doğru bakıldığında, Türkiye’nin demokratik geçmişine göz attığımızda, her zaman sandığa olan saygının, demokratik bir ortamın vazgeçilmezi olduğunu biliyoruz.
Seçim güvenliği ve sandıkların korunması adına yürütülen her türlü mücadele, Türk demokrasisinin geleceği için elzem bir durum. Özgür Özel’in çağrıları, yalnızca bir siyasi söylemden öte, seçimlerin adaletine ve demokrasinin sağlıklı işlemesine yönelik güçlü bir talep niteliği taşıyor. Bu süreçte, toplumun tüm kesimlerine düşen önemli bir sorumluluk bulunuyor: Kendimizi, hakkımızı savunmak ve demokrasimizi korumak için bir araya getirmek.
Özgür Özel’in sesine kulak vermek, bu mücadelenin bir parçası olmak ve akılda olan en küçük şüpheleri gidermek için harekete geçmek adeta bir zorunluluk haline geliyor. Unutulmamalıdır ki demokrasi, sandık başında verilen oylarla hayata geçer; bu nedenle sandıkların güvenliği sağlanmadan, demokratik bir gelecek inşa etmek mümkün olmayacaktır.