Son günlerde, Orta Doğu'daki jeopolitik gerginlikler yeniden tırmanışa geçti. ABD basınında yer alan bazı haberlere göre, özellikle İsrail ve İran arasındaki gerilim, Donald Trump’ın en yakın dostlarının cebini doldurmuş durumda. Olası bir savaşın ekonomik getirilerinin kimler tarafından elde edildiği ve bunun arkasındaki politik dinamikler, günümüzde tartışma konusu haline geldi. Peki, bu durumun temelinde yatan nedenler neler? Ve Trump’ın dostları bu durumdan nasıl fayda sağlıyor?
İsrail ve İran arasındaki çatışmanın köklü geçmişi, iki ülke arasındaki ideolojik ve askeri gerginliklerle doludur. Uzun süredir devam eden bu gerilim, bölgedeki pek çok ülkeyi ve uluslararası aktörü de etkilemektedir. Son dönemde yaşanan gelişmeler, her iki ülkenin askeri harcamalarını artırmasına neden oldu. Ayrıca, çatışmanın yarattığı belirsizlik, silah sanayi ve özel güvenlik şirketlerine büyük bir piyasa oluşturdu. Bu durum, özellikle ABD merkezli bazı şirketler için büyük bir kazanç kapısı olarak değerlendiriliyor.
Bununla birlikte, Donald Trump’ın iktidarı sırasında, Pentagon'un silah alımları ve askeri yardımlar konusunda artan bütçeleri, birçok büyük savunma sanayi şirketinin işlerini büyütmesine olanak tanıdı. Trump'ın görevi sırasında, özellikle Başkanlık yönetimiyle sıkı ilişkilere sahip olan bazı iş insanlarının, bu yeni durumdan nasıl faydalandığına dair raporlar ortaya çıkmaya başladı. Trump, görevi süresince sıkça savunma sanayisinin teşvik edilmesinin gerekliliğini vurgulamıştı. Bu bağlamda, hengameli bir bölge olan Orta Doğu'da, Amerikan silah endüstrisinin kar sağlamak için bulunduğu yerler oldukça stratejiktir.
Trump’ın yakın çevresinde yer alan bazı iş insanlarının, Orta Doğu'daki savaştan nasıl avantaj sağladığına dair çeşitli bilgiler mevcut. Bu isimlerden biri, eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’dur. Bolton, İran'a karşı saldırgan bir dış politika izlemenin gereğini savunmuş ve bu tutumu ile dikkat çekmiştir. Yine, Trump döneminde sıkça danışmanlık rolü üstlenen isimlerin desteklediği silah anlaşmalarının, bu sürecin kaymağını yemekte olduğu ifade ediliyor. Bu tür ilişkiler, yalnızca iş dünyasında değil, aynı zamanda ABD'nin uluslararası ilişkileri üzerinde de etkili olmuştur.
Trump döneminde, Siyahi Youtuber ve iş insanı Kanye West'in savaşa olan ilgisi ve Trump ile kurduğu dostluk da dikkate değer. West'in, Japonya'daki bir güvenlik konferansında silah ticareti konusunda yaptığı açıklamalar, savaşın taşıdığı kar potansiyeli hakkında daha fazla bilgi verdi. Ekonomik getirileri savunan bu tür söylemler, yalnızca birer ticaret politikası olarak değil, aynı zamanda çatışmanın kendisi üzerine de düşünmemiz gereken derin bir konudur.
Sonuç olarak, Orta Doğu'daki gerginlikler, her ne kadar diplomatik çözüm arayışını gerektirse de, bu durumu istismar eden bazı figürlerin varlığı, daha derin ve karmaşık bir tabloyu gözler önüne seriyor. Günümüzde yaşanan gelişmeler, yalnızca siyasi arenada değil, aynı zamanda ekonomik boyutta da etkilerini hissettiriyor. Dolayısıyla, savaş ve barış arasındaki bu ince çizgi, Trump’ın yakın çevresi gibi aktörler için büyük bir fırsat sunuyor. ABD basınına göre, buzinaya noktalar, derinlemesine ele alındığında, dünya çapında yeni bir güç dengesi oluşturabileceğinin altını çiziyor.